Genel olarak toplumda obezite ile mücadele eden bireyler için zayıflama yöntemleri oldukça önem teşkil ediyor. Mide küçültme ameliyatı, sıkça tercih edilen bir seçenek olmasına rağmen, bazı insanlar cerrahi müdahale olmadan da başarılı bir şekilde kilo verebiliyor. İşte bu konuyu en iyi şekilde temsil eden örneklerden biri, 126 kiloyken başladığı serüvenle zayıflama yolculuğunu 86 kiloya ulaştırmış bir birey. Birey, 2 yıl içerisinde nasıl 40 kilo verdiğini ve bu süreçte yaşadığı zorlukları samimi bir dille aktarıyor.
Başlangıçta, beslenme alışkanlıklarını gözden geçirdiğini ifade eden zayıflayan birey, sağlıklı ve dengeli bir diyet programı uygulamaya karar vermiş. Beslenme rutininde sebze ve meyve tüketimini artırırken, işlenmiş gıdalardan ve şekerli içeceklerden uzak durmanın önemini vurguluyor. Sabahları gözlemlediği boş midede, kahvaltıda protein ağırlıklı besinler tüketmeye başladı. Yumurta, süt ve tam tahıllı ekmekle zenginleştirdiği kahvaltıları sayesinde, gün boyu tok kalmayı başarmış.
İkincil olarak, düzenli bir egzersiz programı oluşturarak, yaşamında hareketliliği artırmanın yollarını aradı. Haftanın en az üç günü spor yapmaya odaklandı. Özellikle yürüyüş, koşu ve yüzme gibi kardiyo aktiviteleri ile kas kütlesini artırarak, metabolizmasının hızlanmasına yardımcı oldu. Bunun yanında, yoga ve meditasyon gibi ruhsal dengeleyici aktivitelerle stresle başa çıkmayı da başardığını anlatıyor.
Bu zayıflama serüveni boyunca, çevresinden pek çok olumlu geri dönüş aldığını belirtiyor. "Gören mide küçültme ameliyatı mı oldun?" sorusuna sıkça maruz kaldığını ifade eden birey, aslında bu değişimin tamamen kendi azmi ve kararlılığıyla gerçekleştiğini belirtiyor. Düşük özgüven ve beden imajı sorunlarıyla karşılaştığını fakat bu süreçte zihinsel olarak kendisini nasıl yeniden şekillendirdiğine de vurgu yapıyor. Uzun süreli bir hedef belirleme ve bu hedefe ulaşma yolundaki kararlılığının, onu sürekli motive ettiğini anlatıyor.
Toplumda yaygın olarak uygulanan hızlı kilo verme yöntemleri yerine, sağlıklı ve sürdürülebilir yöntemleri tercih etmenin önemini anlatıyor. Kendisi gibi benzer sıkıntılar yaşayan kişilere, sabır ve azimle ilerlemeleri gerektiğini hatırlatıyor. Zayıflamanın yalnızca fiziksel değil, zihinsel bir dönüşüm süreci olduğunu vurgulayan birey, girdiği bu yeni yaşam tarzı ile birlikte kendisini daha güçlü ve sağlıklı hissettiğini dile getiriyor.
Sonuç olarak, 2 yıl içerisinde 40 kilo vermek, sadece dış görünüşünü değiştirmekle kalmadı; aynı zamanda ruhsal ve bedensel olarak yeniden doğmuş hissini yaşadı. Zayıflamanın ve sağlıklı bir yaşam sürmenin sadece bir diyet veya egzersizle mümkün olmadığını, aynı zamanda “ben bunu başarabilirim” inancıyla gerçekleştirilmesinin gerekliliğini tüm kalbiyle savunuyor. Eğer siz de benzer sorunlar yaşıyorsanız, onun hikayesinden ilham alarak, sağlıklı yaşam yolculuğunuza adım atabilirsiniz.