2023 yılı, tarım sektöründe tarih yazacak bir felakete sahne oldu. Ülkemizin birçok bölgesinde etkisini gösteren yüzyılın don olayı, üreticileri zor durumda bıraktı. Uzmanlar, bu durumun tarım ekonomisine büyük darbe vurabileceği konusunda uyarıyor. Ne yazık ki, sadece bir elma yetişti ama o da çürük, bu da durumun ciddiyetini gözler önüne seriyor.
Özellikle Mart ve Nisan aylarında, hava sıcaklıklarının normalin çok altına düştüğü bölgelerde, pek çok meyve ve sebze ürününde ciddi hasarlar meydana geldi. Ziraat mühendisleri, bu don olayının, ürünlerin 20-30 yıl boyunca alınacak verimlerini etkileyebileceğini belirtiyor. Hasat zamanının gelmesine rağmen, bahçelerin çoğunda yeşil bir yaşam belirtisi görmek mümkün değil. Üreticiler, yıllardır emek verdikleri bahçelerinin tamamen yok olduğunu, donun neden olduğu zararların geri dönüşü olmayan bir sürece girdiğini ifade ediyorlar.
Yalnızca bir çürük elma yetişmesini sağlayan bu olay, sadece bir meyvenin değil, bütün bir çiftçilik kültürünün sorgulanmasına neden oldu. Tüketicilere bu kötü haberi ileten çiftçiler, çok fazla emek vermelerine rağmen karşılaştıkları durumun kabul edilemez olduğunu vurguladı. Elmanın çürük çıkmasının arkasında yatan nedenler arasında düşük sıcaklık, ani iklim değişiklikleri ve artan nem oranları yer alıyor. Özellikle elma gibi hassas ürünlerin donma riski yüksek olduğu için çiftçiler, bu tür olaylara hazırlıksız yakalandı. Tarım danışmanları ve ziraat mühendisleri, özellikle iklim değişikliğinin etkilerine dikkat çekiyor. Uzun vadede ısınma ve soğuma dalgalarının sıklığının artacağı öngörülüyor, bu da çiftçileri daha fazla sıkıntıyla karşı karşıya bırakabilir.
Çiftçiler, devletin acil önlemler almasını ve tarım sigortası sisteminin gözden geçirilmesini talep ediyorlar. Sosyal medyada da geniş yankı uyandıran bu olay, sektördeki pek çok uzmanı harekete geçirdi. Herkes "Bir elma, bir bahçeden daha fazlasını ifade ediyor," diyerek dayanışma çağrısında bulundu. Kamuoyunun dikkatinin çekilmesi, üreticilere destek sağlanması ve gelecek yıllarda bu tür felaketlerin yaşanmaması adına alınması gereken önlemler için birleşen bu sesler, tarım sektörünün geleceği için umut verici bir adım olarak değerlendiriliyor.
Sonuç olarak, yüzyılın don olayı, sadece bir çürük elma değil, aynı zamanda tarımımızın sürdürülebilirliği konusunda büyük dersler barındırıyor. Çiftçilerimizin yaşadığı bu talihsizlik, bizlere düşünmemiz ve harekete geçmemiz için bir fırsat sunuyor. İklim değişikliği ve tarımsal stratejilerin yeniden gözden geçirilmesi, bu tür felaketlerin önüne geçmek için hayati önem taşıyor.